Şimdi geriye dönüp baktığımda Yasemin Devrimi'nin başlangıcı üzerinden tam 1 yıl geçmiş. Başlangıcında Yasemin devrimi sonrasında Arap Baharı dediğimiz bu olaylar o kadar büyük ölçekte etki yaratıp karşımıza öyle karmaşık bir tablo bıraktı ki bazı olayları hafızamızdan da alıp götürdü. Fakat bu olaylardan unutulmaması hatta belki de en önemlisi bu devrimi başlatan kişi olan Tunuslu Muhammed Bouazizi’nin olayıdır.
Tarih kitaplarımızda I. Dünya Savaşı’nın başlangıç sebebi olarak; Bir Sırp çetniğinin Avusturya-Macaristan İmparatoru Ferdinand’ı öldürmesi olarak gösterilir. Bu bana fazla da gerçekçi gelmezdi. Böylesine bir olayın –hadi etkilese bile- bütün dünyayı birbirine katacak kadar büyük sonuçlar doğurması, doğrusunu söyleyeyim beni hiç inandırmazdı. Ama şimdi bakıyorum da yanıldığımı görüyorum. Hem de yine bilmem üstünden kaç sene geçmiş tarih kitaplarından değil, bizzati tarihe şahit olarak.
Biraz bu olaydan bahsedecek olursak; Seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan Bouazizi, ekmek teknesinin elinden alınması –ki bu Tunus’ta alışıldık bir durummuş- ve üstüne o gün hakaret görerek hırpalanması Annesinin sözlerine göre o gün çok gururuna dokunmuş. Sonrasında ailesinin tek geçim kaynakları olan bu tezgâhını geri alma çabalarının da boşa çıkması üzerine, bu yerleşik adaletsiz düzene, bu baskıcı rejime karşı kendini ateşe verir. (Ne de ilginçtir böylesi insanların zararı yine kendinedir)
Bu olay 25 yıllık Bin Ali rejimine karşı bardağı taşıran son damlaydı ve Bouazizi’nin bu olayından cesaret alan halk sokağa dökülüp protestolara başladı. Çok geçmeden Bin Ali yönetimi yıkıldı ve bu olay sadece Tunus’la kısıtlı kalmayıp Mısır ve Libya’ya da sıçradı. Sonrası malumunuz…
Basit görülebilecek bu olayın yıllardır baskı altında yönetilen Arap haklarına nasıl ilham kaynağı olduğunu ve tarihin akışını nasıl değiştirdiğini gördük. Ha peki bu olaydan sonra her şey günlük-gülistanlık mı oldu? Yok, hayır ama artık halkını sömürüp Fildişi Kulelerinde yaşayan ve İsviçre’de, Belçika’da Milyar Dolarlık hesaplar açan “Firavun Lider”lerden kurtuldu bu halklar.Ve artık demokratik seçilerle yöneticilerini seçme hakkını kazandılar.Yine diyeceksiniz “Tek kişilik seçimlerle ya da sonucu belli olan seçimler ne kadar demokratik?” Bu gibi düzen değişikliklerinin bir anda tam oturmadığını biz kendi tarihimizden çok iyi biliyoruz.
İşin özeti "Özgürlük Şehidi" Muhammed Bouazizi'nin
karanlıkları kendini yakarak aydınlığa çıkaran çıkardığını gördük. Ve böylesine lokal bir olayın nasıl bir halkın, halkların kaderinde rol oynadığını gördük. Muhammed Bouazizi bu olaydan sonra halk tarafından kahraman olarak gösterildi ve BBC tarafından da “Yılın Adamı” seçildi. Bundan sonra da Enver Sedat gibi, Ömer Muhtar gibi Arap diyarlarında adı iyi yad edilecek bir Tarihi şahsiyet oldu. Son olarak Maher Zain’in Arap Baharına atfettiği bu şarkıyla ve daha çok “Freedom” ümidiyle bu yazımı bitireyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder